terapi - terapist .COM
Antalya Terapi , Psikoterapi ve Danışma Merkezi
Psikiyatrist - Psikoterapist
Uzm.Dr. Emine Filiz ULUHAN

Yeşilbahçe Mah. Portakal Çiçeği Cad. 1460 Sok.
No:6 K:3 D:24 TURUNÇ PLAZA ANTALYA
0242 311 44 33



Tüm Kategoriler

»   Adler Terapisi

Alfred Adler de (Avusturya, 1870-1937) Freud ve Jung’la birlikte terapide psikodinamik yaklaşımda en büyük payı olan otörlerdendir.
Adler kişilerin yalnızca bütünleşmiş ve tamamlanmış varlıklar olarak anlaşılabilir olduklarını ileri sürerek kişilik bütünlüğünün önemi üzerinde durmuştur. Fikirlerinde davranışları geçmişten çok istek ve beklentilerin oluşturduğunu ileri sürer. Geçmişten çok gelecekle ilgilenir. Davranışların amaçlı olduğunu savunur. Sadece geçmiş ve çocukluk yaşantılarımız bizi şekillendirmemekte, aynı zamanda her birey yaşamının her döneminde kendini yeniden yaratmaktadır.

Adler’in temel felsefesinde bireylerin geçmişi ne şekilde algıladıkları ve ilk karşılaştıkları olaylara ne yorum getirdikleri üzerinde durulur.

Adler psikolojik davranışların temelinde aşağılık duygusunun yattığını benimsemektedir. Fakat bu aşağılık duygusu hiçbir zaman bir zayıflık, anormallik, zafiyet işareti değil hepimizin içinde olan yaratıcılığın kökenidir. Bu duygu olaylara egemen olmak ve başarıyı yakalayabilmek için bizi motive etmektedir.
Adler’e göre insan davranışları sadece kalıtsal ve çevresel olarak belirlenmemekte hepimizin olayları yorumlama, etkileme ve yeniden yaratma gücümüz bulunmaktadır. Neyle doğmuş olduğumuz sahip olduğumuz yeteneklere göre önemsiz ve hafif kalmaktadır.

Adler felsefesinde bireylerin yeniden eğitilmeleri ve toplumun yeniden şekillendirilmelerinde özel önem taşımaktadır. Bu felsefe bütüncül, sosyal hedeflere yönelik insancıl yaklaşımın özetidir.

Adler yaklaşımında gerçek yaşamın nasıl olduğundan ziyade kişinin kendi yaşamını nasıl algıladığı, yaşamına karşı oluşturduğu inançlar önemlidir. Yani danışanın sübjektif dünya görüşü asıldır. Varoluşçuluk terapisi, Gestalt terapi, Bilişsel Davranışçı terapiler ve Gerçeklik terapileri de sübjektif dünya görüşünden yararlanırlar.

Adler Terapide;
1.Geçmişten gelen etkiler hafife alınmadan gelecekle ilgilenilir. Kararların halen içinde bulunulan zamanlarda bireyin deneyimlerine dayandığı ve bireyin ilerlediği yöne göre karar verdiği var sayılır. İnsan hayalleriyle yaşar sözü Adler felsefesini özetler.

2.Aşağılık duygusunu yenmek ve mükemmel olmak için gereken güç ve çaba doğuştan gelen bir yetenek olarak tüm insanlarda mevcuttur. Üstünlük hedefi insanoğlunun gelişim ve değişimini sağlamaktadır. Bireyler başarı, üstünlük, yeterlilik, güç, kudret için çaba göstererek mutsuzluk, kaygı gibi olumsuz duygularıyla başedebilirler.

3.Adler kişileri büyük yetenek ve yaratıcı özellikleri bulunan bir sanatçı gibi görmektedir. Yaşam tarzımız yaşamımızı ifade etme biçimimizdir. Üstünlük kurma hedefi doğrultusunda çaba gösterirken kimimiz zekasını, kimimiz sanatsal yeteneklerini, kimimiz sportif becerilerini, kimimizeğitim özelliklerini geliştirmektedir. Yaptığımız herşey kendimize özgü yaşam tarzımızdan etkilenmektedir.

Adler terapide danışanların kendilerine diğerlerine ve yaşama ilgi duymanın ve motivasyon kazanmanın yeni yolları gösterilir. Terapide danışanların yanlış inanç, hatalı değer ve hedefler nedeniyle cesaretsiz ve etkisiz oldukları eylemler cesaretlendirilir ve yeniden yapılandırılır.

Adler yaklaşımında danışana bir ruhsal bozukluk tanısı koymaktan özellikle kaçınılır. Danışana daha çok gelişimsel bir anlayış ile yaklaşılır. Terapide danışanın kendilerini daha iyi anlamaları kendi yaşam hikayelerini değiştirme ve güçlüklerinin üstesinden gelebilme yönünde destek verilir.

Adler terapide danışanla terapist arasında işbirliğine karşılıklı inanca, saygıya, güvene ve hedeflerin ortak belirlenmesine dayalı eşit bir ilişki vardır.

Terapinin başlangıcında hedef sorundan önce danışanla kişisel bağlantıyı kurabilmektedir. Tekniklerin kullanılması gibi mekanik yaklaşımlar yerine danışanın sübjektif deneyimleri temel alınır. Adler terapide danışanların yaşamlarında farklılık yaratma yolları araştırılır. Bu farklılık davranış, düşünce veya algılamada yapılan değişikliklerle sağlanır.

Özetlersek Adler’in yaklaşımları çağının çok ilerisinde olup günümüzün birçok çağdaş kuramında yer bulmuş ve değişik şekillerde uyarlanmıştır. Çağdaş bireysel psikoloji de kişilerin sosyal faktörlerle motive edildiğini kendi düşüncelerinden, duygularından ve eylemlerinden sorumlu olduklarını hiç kimseden yardım görmeyen zavallı kurbanlar olmak yerine kendi yaşamlarının yaratıcıları olduğunu ve geçmişten çok geleceğe bakarak amaçları ve hedefleri doğrultusunda ilerlediklerini varsaymaktadır.

Bu yaklaşım sorunlarına kısa sürede çözümler bulmak isteyen ve çocukluk anı ve yaşantılarına ilgisi ve isteği az olan danışanlarda etkisiz kalabilmektedir. Yine günlük sorunlarının üstesinden gelmek ve yaşam tarzı ile günlük sorunları arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlanan bireylerde sınırlı bir etkiye sahiptir.