Psikoterapide tedavide terapinin niteliği ve uygulanışı kadar, terapistin kendisinin de iyileştirici özelliklerinin olduğu kabul edilmektedir. Terapide öğretilen konuların danışan tarafından içselleştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi doğrudan terapistin kişisel özelliklerinden etkilenmektedir. Etkin ve etkili bir terapist;
1. Mesleki sınırlarını bilen, ne yapıp, ne yapamayacağını, kendi zayıf ve güçlü yönlerinin farkında olan KİMLİK SAHİBİ kimselerdir. Terapist danışan için bir rol model olabilmelidir.
2. Başkalarına yardım ve sevgi verebilen terapistler, kendilerine ve bildiklerine SAYGI DUYAN ve TAKDİR EDEN kişilerdir. Bu özsaygı ve sevgi narsisistik bir eğilimden değil, gerçekçilikten kaynaklanmalıdır.
3. Terapistin UZMAN GÜCÜNÜN FARKINDA OLMASI VE BUNU KABUL ETMESİ hastanın kendisine güvenmesinde ve kendini ona açmasında önemli rol oynar. Terapist bu gücünü hiçbir zaman danışan ile ilişkisinde kötüye kullanmamalıdır. Bu tüm tıp dallarında olduğu gibi psikolojik ve psikiyatrik uygulamaların da temel meslek etiğidir.
4. Terapist DEĞİŞİME AÇIK olmalıdır. Bu açıklık hem mesleki açıdan gelişim, değişim ve yeniliklere açıklık, hem de kendisinin toplumsal ve davranışsal olarak kişisel dünyasında değişime açık olmasıdır.
5. İnsanın kendisi ve diğerleriyle ilgili FARKINDALIĞININ OLMASI kişinin ruhsal ve yaşamsal ufkunu genişletmektedir. Etkin terapistler hem kendileri, hem de toplumla ilgili bilgi sahibidirler ve birikimi sürekli yenilerler. Tüm bireyler hayatta hem kendileri, hem de başkaları hakkında yeni şeyler öğrenmeye istek ve çaba göstermelidir.
6. Psikoterapi içinde birçok belirsizlik barındıran iki ucu açık bir süreçtir. İyi bir terapist Hem kendi ruhsal dünyasında, hem de terapi sürecindeki KARIŞIKLIK VE BELİRSİZLİĞİ TOLERE EDEBİLMELİDİR. Bunu yapamayan psikoterapistin kaygı düzeyi yükselir ve kendi sorunlarıyla boğuşurken danışana yeterli yardımı olamaz.
7. Terapide belli kalıp ve kurallar bulunmakla birlikte iyi bir terapist KENDİ TERAPİ TARZINI GELİŞTİREBİLMELİDİR. Amaç terapinin temel ilke ve yöntemlerinden ayrılmadan kendi iletişim tarzı, yaklaşımı, kişilik özellikleri, jest ve mimikleriyle psikoterapinin sanatsal yanını ortaya koyabilmektir.
8. Etkin bir terapist danışanla arasındaki empati- sempati sınırını bilerek ve koruyarak, danışanını SAHİPLENMEDEN ANLAYABİLMELİDİR. Danışan ile duyguların ön planda olduğu bir iletişim, terapinin nesnelliğini bozar. Sağlıklı bir terapi terapistin ve danışanın kendi rollerini koruyabilmelerine bağlıdır. Rolle ilgili sınırların korunmasında asıl kontrol ve görev doğal olarak terapistin sorumluluğundadır.
9. Psikoterapist danışan için hem bir eğitici, hem de bir eğitim malzemesidir. YAŞAM DOLU, YAŞAMLA BARIŞIK bir terapist danışanına hayatın olumlu ve güzel yönünü gösterebilir.
10. İyi bir terapist kalıplarından sıyrılmış, mutluluk ve iç barış yolları açık, KENDİ GİBİ DAVRANAN bir kişi olmalıdır. Kendini doğasında olmayan bir şeye zorlayan tavır ve davranışlarını yapmacık, dar kalıplara sokan bir psikoterapist danışanla samimiyet ve güvene dayalı bir ortam yaratamaz. Bu da terapi sürecini başarısız kılar.
11. Terapinin ana felsefesi danışanın olayları daha önce hiç bilmediği farklı bir bakış açısıyla görmesini sağlamaktır. ESPİRİ ANLAYIŞI GELİŞMİŞ bir terapistin espiritüel tarzı danışandaki katılığı yumuşatıp esneterek, farklı bakış açıları kazanmasını sağlar.
12. Hata yapmak insana özgü ve yaşamın olmazsa olmazlarındandır. Yeter ki hatalardan gerekli dersi çıkarıp, ilerideki hataları önleyelim. Psikoterapistin KENDİ HATALARINI KABUL EDEREK İTİRAF EDEBİLMESİ bunları öğrenme fırsatına dönüştürmeleri, danışanlar için iyi bir rol model oluşturur.
13. Etkin bir terapist BUGÜNDE, ŞİMDİDE YAŞAR. Ne geçmişe saplanıp kalır, ne geleceğe endeksli yaşar. Geçmiş artık yoktur. Gelecek ise henüz olmamıştır. Geçmişe takılmak veya gelecekteki belirsizliklerden sürekli kaygı duymak psikopatolojik bir tutumdur. Geçmişi ve geleceği yok saymadan onların önemini hafife almadan günümüze odaklanan psikoterapist, danışanı için iyi bir model olur.
14. Tüm duygu, düşünüş ve yaşam tarzımız içinde bulunduğumuz kültürden etkilenmektedir. İyi bir terapist KÜLTÜRÜN ETKİLERİNİ BİLEN bunun hem kendi, hem de danışanın duygu, davranış ve düşünce biçimlerine yansıdığını değerlendirebilen ve uygulayabilen bir kişidir.
15. Danışanın kendisini keşfetmesini sağlatmaya çalışan terapist, öncelikle KENDİNİ ÇÖZMÜŞ VE KEŞFETMİŞ olmalıdır. Güçlü yanlarını iyi bilerek danışana aktarım yaparken, zayıf yönlerini hastasına zarar vermeden dengeleyebilmeli ve denetim altında tutabilmelidir. Kendini bilen, iç dünyasını çözmüş ve sürekli kendisini keşfetmeye açık bir terapist, danışan için daha iyi ve etkili bir örnek olur.
16. Seçim yapmak yaşamsal ve varoluşsal bir durumdur. Kişi seçimleriyle vardır. Aldığımız karar ve yaptığımız seçimler kendi sorumluluğumuzdur. Alınan karar ve yapılan seçimler her zaman belli hatalar içerebilir. Önemli olan bu hataları kabul ve ifade edebilmek, hatalı davranışı doğrusuyla değiştirebilmektir. Etkili bir terapist YAŞAMSAL SEÇİMLERİNİ SORUMLULUĞUNU ALARAK, en doğru biçimde yapmış, ama her zaman bu seçimleri yeniden gözden geçirme ve gerekirse değiştirebilme yetisindedir.
17. Psikoterapi sürecinde sorunlar ancak terapist ve danışan arasında bir güven ortamı oluştuğunda çözülebilir. Terapistin karşı tarafın İYİLİĞİNE YÖNELİK TUTUM VE DAVRANIŞLARI güven ortamını pekiştirir. Etkin bir terapist tüm beceri ve bilgi birikimini danışanının daha mutlu ve daha işlevsel ve iyi olması için kullanır. Bunları yaparken mesleki gerekliliklerin dışında başka bir amaç gütmez.
18. Etkin bir terapist hayattaki en önemli seçimlerden olan meslek seçimlerini psikoterapist olarak yapmış kişidir. İŞİNİ SEVER VE ANLAMLI OLDUĞUNU BİLİR.